Her ayrılık değil tabii, "ondan" ayrılık. Erdem saya saya sonunda tek başımıza duvarlara bakakaldığımız o "özgürlük" dolu, Ajda Pekkan şarkılarıyla sosladığın o yapmacık tavrın sana gol atmasıdır ayrılık. Gürül gürül yaşadığını zannederken, hiç beklenmedik zamanda bir şarkıyla, dün gece hiç tanımadığın bir kadının bakışıyla, ateşli bir sevişmenin yarısında, günbatımında içtiğin şarabın üçüncü yudumunda içini sızlatandır "ondan" ayrılık. Bir anda "Benden iyisini bulamaz" olur "Ah olmaz olmaz sensiz olmaz sensiz olmaz..." Müslüm olursun bir anda, Sezen olur bakmak zorunda kalırsın aynaya, bir merhem bir tuz basarsın yarana. Kabul et artık, bu saatten sonra olsa olsa boşluk doldurmacadır seninkisi.
Onun yanında uyumasını nasıl da sevmişsin meğer. Huysuz sabah hali gülümsetirmiş seni. Kapıyı çaldığında o koşarak açtığın kapı sana açılırmış meğer. Filmi de şarkısı da yemeği de şarabı da denizi de güneşi de mehtabı da yani artık ne varsa, neyin varsa hepsi onunla "bir şeymiş" meğer... Sen onunla başkaymışsın meğer. Sinsi bir şeymiş "ondan" ayrılık. Oyuncaklı, kandırıkçı, mızıkçı, seni sana düşüren bir şey. Ve sen ayrılamamışsın meğer... O başka hayatın başrolüne konmuş, sen hâlâ kendi hayatında figüran, sizin filmin çekimi durdurulmuş yuvarlanıp gidiyormuşsunuz meğer. Ve sen, onun bir gün karşına çıkmasından korkuyorsan eğer, hani aniden ağlar mısın, ellerin titrer de konuşamaz mısın, gidip boynuna mı sarılırsın bilemiyorsan eğer, sen ondan ayrılamamışsın demektir. En iyisi kendini kandırmayı bırakıp öylece akıp gitmesini ya da orada kalıp her gün sana selam etmesini beklemektir. Unutma; ayrılık ambalajıyla rafa kaldırılmış gibi dursa da "biz" olabilmek güzeldir.
Boşluk doldurmacadan vazgeç, acıtsa da "biz" diyebilmek çok güzeldir.
Diyen bilir, Saygı ile..
*nsylmz